TWİLİGHT^^
|
|
| --Rp Sınıfı-- | |
|
+2Alice Cullen Edward Cullen 6 posters | Yazar | Mesaj |
---|
Edward Cullen Vampir
Mesaj Sayısı : 82 Kayıt tarihi : 29/06/09 Yaş : 30 Nerden : Los angeles
| Konu: --Rp Sınıfı-- Çarş. Tem. 01, 2009 2:45 pm | |
| Buraya Rp'lerinizi atın ki biz de size yanlışlarınızı söyleyebilelim(: | |
| | | Alice Cullen Vampir
Mesaj Sayısı : 39 Kayıt tarihi : 02/07/09
| Konu: Geri: --Rp Sınıfı-- Perş. Tem. 02, 2009 5:24 pm | |
| Öhöm...Öncelikle Merhaba xD Ben Rp yapmaya başlayalı şurda 1 kaç hafta oldu. Bi rp yaptım bakmanızı rica edicem xD
Koşuyordu...Ondan uzaklaşmak için koşuyordu. Onun Thalia’yı bulmaması için her ne kadar deliğe girecekse de girecekti. Tüm bunları göze alarak koşuyordu...
Kimseyle karşılaşmaması gerekiyordu. Cris pes etmezdi, bunu farkındaydı. Ama ettirmeliydim..! Diye düşündü. Belki de onu bulmasını istemiyordu. Ama bu imkansızdı, çünkü atamayan kalbimin her parçası şimdiden onun özlemiyle kıvranıyordu.. Ne yapmıştım ben..! Neden öyle yapmıştım ?! İşte tekrar Şımarık Thalia’yı geri getirmiştim, ama şimdi getirdiğim gibi aynen defedebilmem gerekiyordu… Tanrım, ne yapacaktım ?...
Ama hayır, pişman değildim, kesinlikle değildim. Ne yapacaklarımdan pişmandım, ne de yapacaklarımdan olacaktım. Ben Thalia Hoffman’dım ve asla pişman olmazdım..! O görecekti bensiz yapamayacağını. Yaptıklarından pişman olan ben değil, O olacaktı. Diye düşündü. Onun acı çekmesini, her hücresinin tek tek aşk ağrısını çekmesini istiyordu. Sonra bir an ‘Çok zalimce değil mi?’ diye düşündü.
Biraz zalimce olabilirdi. Ama onun yaptığı neydi? Bi vampiri yakaladıktan sonra onun kafasını karıştırmak için öpüşmekte neydi! Bir yandan homurdanıyor diğer yandan da onun özlemi içinde yanıp tutuşuyordu. Vampir olmasa şimdiden hıçkırıklara boğulmuştu bile.
“Bana bunu nasıl yaparsın?” “Bana bunu nasıl yaparsın?” diye sürekli söylenip durdu. Sonra canı sıkılıp bir ağaca tırmandı. Tırmanması sadece 2 saniye bile sürmedi. Sonra bir dala oturdu. Üstünün kirlenmemesi umrunda bile değildi. Çünkü o hayatındaki en önemli şeyini kaybetmişti. Kocasını...
Ağaca yaslanmış onun gülüşünü, gülerken oluşan gamzesini düşündü. Sonra birden silkelenip onu kafasından atmaya çalıştı.
Sonra elindeki parlayan şeye baktı. Yüzüğüne... Atmalı mıydı? Yoksa atmamalı mıydı? Karar vermişti. O’nun olan bir şey asla Thalia’nın olamazdı. Bir hışımla parmağındaki yüzüğü çıkardı ve ormanın içine fırlattı. 3 dakika sonra bir “Ahhhh!!” sesi yükseldi. ‘Acaba birine mi geldi’ diye düşündü. ‘Kime geldiyse geldi!’ diye düşüncelerine devam etti.
Güneş yavaş yavaş ağaçların üstünde yükseliyordu...Thalia’ya ışığın gelmesi an meselesiydi. Işıktan korkmuyordu. Ama o karanlıkta olmak istiyordu.
Güneş ışığı ilk önce kollarından başlamak üzere vakit geçtikçe bütün vücudunu sardı. Bütün vücudu pırlanta gibi parlıyordu. Bir yandan da kocasını düşünüyordu. Ona giderken ne demişti. “Bu beni son görüşün olacak...” Onun kafasını karıştırmış olacaktı bu son söz. Ama Cris vazgeçmeyecekti. Onu arayıp bulacaktı. Peki Thalia onu tekrar görmeye ve barışmaya razı mıydı? İki cevabın arasında kalmıştı. Evet mi hayır mı? Evet’e yaklaşsa Hayır mantıklı geliyor, Hayır’a yaklaşsa Evet mantıklı geliyordu.
Bunları düşünürken burnuna çok kötü bir koku geldi.
“Ah! Hayır! Kurtadamlar!”
“Ne be! Bu arada Kurtadamlar değil. Kurtadam. Görmüyor musun bir taneyim.”
“Jacop!! Senin ne işin var burada! Seni moron köpek!!”
“Biraz sakin olmalısın Thalia. Bu arada sana bir şey diyeyim. Bir sarışının ölmesi için denizin dibime ayna koyması yeterliymiş. Bilim adamları tarafından da onaylanmış. Ama tüh, sen vampir olduğun için ölemezsin ya. Neyse, sizinkiler seni arıyor.”
“Ha Ha Ha! Çok komik Jacop Black! Vampirliğimi seviyorum. Kahretsin işte! Ha bu arada, beni neden arıyorlarmış ki?”
Thalia salağa yatmalıydı ki Jacop’un, onun Haffman ailesinden kaçtığını öğrenmemeliydi.
“Ne bileyim ben! Hem senin bizim bölgemizde ne işin var?!”
“Upppst! Sizin bölgenize mi geçmişim! Pardon!”
Thalia ufak bir haraketle ağaçtan aşağıya atladı. Sonra yüzünü Jacop’a döndü.
“Bu senin galiba.” Diyerek elindeki nesneyi Thalia’ya uzattı. Thalia elindeki yüzüğü görünce bir an bayılacakmış gibi oldu.
“Böyle şeyleri ormana fırlatmamalısın Thalia. Az kalsın kafamı yarıyordun. Bu arada Cris seni bütün orman boyunca aradı. Hatta bizim buraya bile geçecekti.”
Thalia’nın nutku tutulmuş gibiydi. Onun adını duyunca birden irkildi.
“Onun adını bir daha söyleme! Ve yüzük...İstersen onu göle at. Yada sevgiline verirsin. Benim için maddi ve mânavi bir değeri yok artık!”
“Peki o zaman. Bu arada bizim bölgemizden çıkarsan sevinirim.”
“Tamam ya! Yemedik bölgenizi!”
Sinirli adımlarla geldiği yönden geri dönmek için hızlı adımlarla yürümeye başladı. O sırada Jacop çok küçük bir fısıltıyla şunları söyledi:
“Hoşça kal...”
Thalia bunu duymazlıktan geldi. Sonra hızla koşmaya başladı. Gidecekti buradan...Neresi olursa olsun gidecekti. Onunda dudaklarından küçük birkaç şey döküldü.
“Hoşça kal sevgilim...” | |
| | | Hestia Cathy Diggory Vampir
Mesaj Sayısı : 42 Kayıt tarihi : 02/07/09
| Konu: Geri: --Rp Sınıfı-- Perş. Tem. 02, 2009 8:02 pm | |
| Ehem... Öncelikle gerçekten çok güzel bir RP ^^. Kelime seçimleri ve kurgu harika. Tek sorun, imla hataları... Mesela sıfatlar büyük harfle yazılmaz. Aynı zamanda "..!" diye bir işaretimiz yoktur, "!..." vardır. Bunlara dikkat edersen çok daha çarpıcı ve güzel RP'ler ortaya çıkarabileceğini düşünüyorum. | |
| | | Marishka V. Aleera Félix Kurtadam
Mesaj Sayısı : 33 Kayıt tarihi : 02/07/09 Nerden : La Push...
| Konu: Geri: --Rp Sınıfı-- Perş. Tem. 02, 2009 10:37 pm | |
| Francessa , gecenin ayazında , sessiz ve ürkütücü bir ormanda hızlı hızlı ilerliyordu. Asil bir unicorn elbette ki dikkat çekecekti. Bir çok canavar ve hayvanın onu parçalamasını istemezdi. Dikkat çekmemek için nefesini zar zor tutuyordu. Dolunayın ihtişamlı parıltıları , ağaçların arasından ona eşlik ediyordu. Birkaç kuşun ona şarkı söylemesi , ortamı biraz daha sakinleştiriyordu. Küçüklüğünden beri haylazlık yapmayı severdi . Kuralları ve tabuları yıkmayı severdi . Bu işi kendine meslek haline getirmişti . Eğer şimdi annesi , onun evde olmadığını farketseydi kesinlikle meraktan deliye dönerdi. Hemen bakanlığa haber verir ve animagus bir kızının olduğunu , gece yarısı ortadan kaybolduğunu ve hatta kehanetini bile izlemelerinde ısrar ederdi. Francessa , veela annesini düşünürken biraz olsun duygulanmıştı. Annesini seviyordu , ailesini ve ona değer veren herkesi...
Bir anda garip bir rüzgar , unicorn'u çevrelemişti . Soğuk , gelecekleri haber veriyordu ; Ruh Emiciler ! Francessa , bundan nefret ediyordu . Ne zaman duygulansa ya da onu mutlulukla üzecek hafif bir his yaşasa , ruh emiciler anında yanında beliriyordu . Köpek balığının denizde kan kokusunu duyup aniden avına yaklaşması gibi , Ruh Emicilerde onu hemen fark ediyordu . Animagus halinden , kendi haline döndü. Asasını güvenle tuttu ve gelecek olan lanet şeyleri bekledi . Ruhları sonsuzlukla mühürlenmiş , o lanet şeyler geldiği zaman hazır olacaktı. Gerildi ve ona gelen emicilere asasını dikti.
"Expecto Patronum"
Asasından asil , narin ve güzelliği büyüleyici bir unicorn çıktı. Ruh Emiciler , korkarak geri giderken , Francessa rahatlama duygusunu her hücresinde hissediyordu . Geri kaçışan Ruh Emicilerin gittiğinden emin olduğu anda Animagus haline geri döndü . Şimdi istediği kadar ses çıkarabilirdi çünkü tüm canlılar , o lanet şeylerden korkuyordu , yani hiç bir canlı Ruh Emiciler oraya geldikten sonra ormanda dolaşmaya cesaret edemezdi. Hızlı hızlı , koşuyordu . Zaten yeterince geç kalmıştı . Büyük ürkütücü bir ağacın altında durdu ve insan haline geri döndü . Karşıdan yakışıklı bir genç ona geliyordu . Evet o zaman , o ; Erik'ti.
"Merlin'in sakalı . Nerelerdeydin ? Seni burada ne kadar çok merak ettiğimi bilmiyorsun sanırım " dedi Erik , sinirle karışık rahatlama ifadesiyle.
"Gelirken ruh emicilerle karşılaştım ." dedi Francessa
"Çok büyük tesadüf ! Yine başını belaya sokmak mı istiyorsun , küçük hanım?" dedi Erik ,kızgın bir ifade takınmaya çalışarak.
"İsteyerek olmadığını sende biliyorsun . Aklımı , duygularımı kontrol edemiyorum. " dedi Francessa , umutsuzca.
Şimdi Erik ona cevap vermiyor , sadece büyük ağaca bakıyordu. O kadar yakışıklıydı ki , onu kimseye benzetemiyordu. Düşünceleri , fiziki , gülüşü Francessa'yı adeta mahkûm ediyordu . Ona her bakışında , kalbinden bir parça daha kopuyordu . Onu deli gibi istiyordu . İstemek kelimesinin , hissettiği duygular karşısında çok daha az kalacağını düşünüyordu . Erik yanında olduğu sürece , geri dönülmez bir şekilde kendini ona bırakıyordu . Konuşurken mantık hataları yapıyor , gülünmeyecek şeylere bile gülüyordu. Aşk buydu ya... Mantıksızca kendini tabiata bırakmak . Kalbini aklının , aklının ise kalbinin yerine koymak... Böylece kalbinle düşünüyor . Aklınla çalışıyorsun... Bunu her cumartesi yaşamak , onun dengesini bir hayli zorluyordu . Erik'in zümrüt yeşili gözleri ona doğru her döndüğünde , bacakları titriyor , kekelemeye başlıyordu. Bir bakış bu kadar etkili oluyorsa , gülüşünü düşünmek bile istemiyordu . İnci beyazlığına sahip dişleri , dudakları arasından gözüktüğü anda , kalbi yerinden fırlıyor ,aklı başka diyarlara uçuyordu . Hikayelerdeki masum prensesler ile vakit geçiriyor daha sonra yakışıklı , beyaz atlı prensine kavuşuyordu . Daha sonra gerçek hayata bir kâbusla tekrar uyanıyordu .
"İstersen , biraz daha ilerleyelim . Burası bizim için uygun değil . " dedi Erik . Francessa ise kayıtsızca kafasını salladı.
Karşılıksız aşk diye düşündü . Erik onu sadece kanı için istiyordu . Unicorn kanının tadını ve şevkini biliyordu . Bu yüzden onu istiyordu . Başka hiçbir nedeni yoktu . Sadece kan... Bir vampir olarak kana karşı ilgi duymasını anlıyordu ama onu kanı için istemesi bazen , onu üzüyordu. İçinde ki kararsız ses bazen kendini kullandırtmamasını söylüyordu , bazen ise sevdiği kişiye biraz daha yakın olabilmek için elinden geleni yapması gerekeceğini belirtiyordu. Yürürken , bir anda tökezledi Francessa . Erik onun elini tuttu. İçinde ki o garip his tekrar uyanmıştı. Onu deliler gibi sevdiği duygusu... Bu düşüncelerden arınmak için zihnini bir an kapadı ve gerçek hayata geri döndü.
Küçük bir gölün yanına gelmişlerdi. Göl sessiz ve karanlık gözüküyordu. İçinde yüzen balıkları , görmek ve onlar kadar masum olabilmesi için hiçbir engel yoktu aslında ama.... O kendini bir vampiri sevmekten alı koyamıyordu. Gözlerini kapadı ve derin bir nefes aldı.
"Hazırsan , başlayalım . Çok susadım da , kendimi çok zor tutuyorum. " dedi gülümseyerek Francessa'ya.
"Sorun yok ! Hazırım ! " dedi Francessa.
Bileğini hiç düşünmeden ona uzattı. Erik ona gülümsemekle yetindi. Bileğini tutup geri ittirdi. Teni Francessa'ya deyince hafif bir ürperti duydu . Kalbindeki kuşlar bir anda uçmuştu.
"Bugün bileğinden değil , boynundan ıssırmayı diliyorum. Eğer izin verirsen... "dedi mahcup bir sesle Erik.
"Hımm, şey , tabi ki de olur ! " dedi Francessa korkarak.
Erik , Francessa'yı belinden kavradı ve kendine doğru çekti . KAN kırmızısı dudakları Francessa'nın boynuna değdiğinde tüm vücudunun kilitleri kırılmıştı. Şimdi acı çekiyordu , aşk acısı... Gümüş rengindeki kanı , aşkı için veriliyordu. Her damlasında daha az acıyordu canı ve daha fazla güçsüzleşiyordu. Son damlasına kadar vermeye hazırdı ama Erik bunu istemiyordu. Kendisini toparladı ve Francessa'nın boynuna küçük ama etkili bir öpücük kondurdu.
"Seni seviyorum bebeğim ! " | |
| | | Leonard Jacob Shephard Kurtadam
Mesaj Sayısı : 6 Kayıt tarihi : 04/07/09
| Konu: Geri: --Rp Sınıfı-- Salı Tem. 07, 2009 1:31 pm | |
| Göze çarpan büyük yazım yanlışları yok. Düz ve size 11 kullanırsanız, RO daha kaliteli gözükür. Yani, bence... Anlatım hoş, ama bazı yerler sürekli tekrarlanmış. Bu da sıkıcı olmasına yol açmış, ancak her yerde değil, bazı yerlerde. Noktalama işaretlerinden sonra boşluk bırakmayı, alışkanlık hâline getirmelisiniz. " .. " kullanımını bir kenara atarsanız, her şey çok daha iyi olacak. Ben beğendim devam edin;) | |
| | | Hestia Cathy Diggory Vampir
Mesaj Sayısı : 42 Kayıt tarihi : 02/07/09
| Konu: Geri: --Rp Sınıfı-- Salı Tem. 07, 2009 2:20 pm | |
| Ro değerlendirmesini Rochelle Lawrence'in cümleleriyle değilde kendi anlatımınla yaparsan mutlu olurum ^^. Zaten alıntı RP'den puanın kırılmamış mıydı? | |
| | | Creissant Lawrance Vampir
Mesaj Sayısı : 4 Kayıt tarihi : 07/07/09
| Konu: Geri: --Rp Sınıfı-- Çarş. Tem. 08, 2009 9:42 am | |
| Rochelle Lawrance arkadaşımdır ve bu sitede üyeliği yoktur. Sanıyorum rp çalıntı. Ancak bu rpde Rochelle adı hiç geçmiyor. | |
| | | Hestia Cathy Diggory Vampir
Mesaj Sayısı : 42 Kayıt tarihi : 02/07/09
| | | | | --Rp Sınıfı-- | |
|
| Bu forumun müsaadesi var: | Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
| |
| |
| |
|